31 Ocak 2012 Salı

Kisilik Gelişimi

Kisilik Gelişimi
Share/Save/Bookmark

27 Ocak 2012 Cuma

Malullük Sigortası – Malul Sayılma ve Aylık Bağlanmasının Şartları – Kontrol Muayenesi ve Diğer Konular

1-Yasal Düzenleme:
2-Sosyal Güvenlik Reformu İle Gelen Değişiklikler:
Prim ödeme gün sayısı şartı 1800 olarak kalmış olmakla birlikte, daha önce en az beş yıldan beri sigortalı olma şartı en az 10 yıldan beri sigortalı olma şartı olarak değiştirilmiştir.
3-Malul Sayılma Şartları:
Sigortalının veya işverenin talebi üzerine, Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usulüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin Kurum Sağlık Kurulunca incelenmesi sonucu, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az % 60'ını kaybettiği anılan kurulca tespit edilen sigortalı malul sayılır. Çalışma gücündeki kayıp oranı % 60'dan az olmakla birlikte, % 40 veya fazla olanlara da aşağıda belirtilen şartlarla yaşlılık aylığı bağlanır.

Share/Save/Bookmark

Sürekli İş Göremezlik Gelirinden Kimler Nasıl Yararlanabilir?



Sürekli İş Göremezlik Gelirinden Kimler Nasıl Yararlanabilir?

İş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle SGK’ca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden SGK Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az yüzde 10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya bağlanan bir hak olmaktadır.

Kavram kargaşası nedeniyle yıllarca bu geliri alan kişiler bile emekli aylığı aldıklarını zannetmektedirler.

  Sürekli iş göremezlik durumunun tespiti için SGK Sağlık Kuruluna;
a) İlk işe giriş sağlık raporu,
b) İş kazası ve meslek hastalığı bildirim belgesi,
c) Olayın Kanuna göre iş kazası olup olmadığı veya sigortalının meslek hastalığına yakalandığı işyerine ait çalışma şartlarını net olarak belirtir rapor ve tutanaklar,
ç) Çalışır veya çalışamaz raporu,
d) Geçici iş göremezlik ödeneği belgesi,
e) İş kazasından sonra veya meslek hastalığının tedavisi için başvurduğu hastanelerden alınan epikrizler (Hastalığın aşamalarına ilişkin belgeler),
f) Sigortalının tedavisi tamamlanıp bulguları kalıcı bir doku veya işlev bozukluğu halini aldıktan sonra, son durumunu gösterir sağlık kurulu raporu ve dayanağı tüm belgelerin,
gönderilmesi gerekiyor.

Sürekli iş göremezlik geliri bağlanabilmesi için sigortalının, örneği SGK’ca hazırlanan tahsis talep dilekçesi ile ilgili üniteye başvurması ve dilekçesine bir adet belgelik fotoğraf eklemesi gerekiyor. Sürekli iş göremezlik geliri bağlanabilmesi için, sigortalının çalıştığı işten ayrılması, iş yerini kapatması veya devretmesi gerekmiyor.

Ölüm geliri
İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölenlerin hak sahiplerine olduğu gibi sürekli iş göremezlik geliri almakta iken ölen sigortalının hak sahiplerine de ölüm geliri bağlanıyor.
Sürekli iş göremezlik geliri almakta iken ölen sigortalıların; ölüm sebebini bildiren ve ilgili makamlarca düzenlenen onaylı ölüm tutanağı, defin ruhsatı, gömme izin kâğıdı, ölü muayene zabıt varakası, otopsi raporu veya doktor raporu gibi belgelerin temininin imkânsız olduğu hallerde, sigortalının ölümünden önce sürekli iş göremezliğine esas iş kazası veya meslek hastalığı dışında başka bir kaza geçirip geçirmediği ya da başka bir hastalığa yakalanıp yakalanmadığının mahallinde tahkikinin SGK’nın sosyal güvenlik kontrol memurları aracılığıyla yaptırması gerekiyor.

Yeni hak
İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü, yüzde 50 oranının altında kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış olanların ölümleri durumunda eski dönemde hak sahiplerime ölüm geliri bağlanmıyordu. Oysa sürekli işgöremezlik geliri almaktayken 01.10.2008 tarihinden sonra ölen ve ölümü iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olmayan sigortalının almakta olduğu sürekli iş göremezlik geliri hak sahiplerine paylaştırılabilecek.
Şevket Tezel

sözcü/14.05.2009

Share/Save/Bookmark

6 Ocak 2012 Cuma

İşçiydi, önce ''mucit'' ardından ''patron'' oldu

Kocaeli'de işçi olarak çalıştığı tesiste bir mühendisin kimyasal maddeye maruz kalarak ölmesinden etkilenen ilkokul mezunu Mevlüt Saraç, yanmayan ve kimyasal maddelerden koruyan kumaş üretince işinden ayrılarak kurduğu atölyede hem 50 kişiyi istihdam etti, hem de ürünlerini 6 ülkeye satmaya başladı.

Saraç Yağmurluk Firmasının sahibi Saraç, AA muhabirine, 1975 yılında Körfez'deki bir petro-kimya firmasında işçi olarak çalışmaya başladığını ve 12 yıl boyunca buradaki işine devam ettiğini söyledi.
İşçi olarak çalıştığı dönemde üzerinde koruyucu elbise olmasına rağmen bir mühendis arkadaşının kimyasal maddelerden etkilenerek yaşamını yitirdiğini dile getiren Saraç, olayın kendisini çok olumsuz etkilediğini kaydetti.
Kazanın ardından ''kimyasallardan koruyabilecek daha nitelikli giysiler yapılamaz mı?'' diye düşünmeye başladığını anlatan Saraç, ''Daha sonra koruyucu elbiselerin yapısıyla ilgili araştırmalar yapmaya başladım. Laboratuvarlarda kimyasal reaktörlerin yapısını inceleyerek bir çok bilgi öğrendim. Çalışma saatleri dışında firmanın laboratuvarlarına giderek çalışmalar hakkında uzmanlardan bilgiler aldım'' diye konuştu.
O dönem firmada işçilerin kimyasallardan korunması amacıyla giydiği koruyucu elbiselerin Amerika'dan ithal edildiğine dikkati çeken Saraç, yaptığı çalışmalar sonucu bu kıyafetlerin çalışanları pek fazla koruyamadığını gördüğünü bildirdi.
''Bu kıyafetler bizim de ölmemize neden olacağını anladığım için koruyucu kumaşı üretmeye karar verdim'' diyen Saraç, şöyle devam etti:
''Kendi emsallerimden kaç tane laboratuvarcı varsa onlarla samimiyetimden dolayı orada araştırma geliştirme yapıyordum. Bunu yapmam suçtu ve bu sebeple bir çok da ihtar aldım. Aldığım maaşı bu çalışmalarda harcadığım için eşimle sorun yaşadık, ayrılma noktasına geldik. Ben laboratuvarlarda araştırma geliştirme yaparak elde ettiğim bilgiler doğrultusunda kimyasallara ve basınca dayanıklı kumaşı kendi evimde kurduğum atölyede yüzde 100 yerli olarak imal ettim. Daha sonra bu kumaşları kıyafet olarak diktim ve illegal olarak kıyafeti bağlı bulunduğum birimde kullanmaya başladım. ABD'den gelen kıyafetler 3 ayda ıskartaya çıkarken, ben yaptığım kıyafeti 12 ay kullandım ve başarılı olduğunu gördüm. Kendi evimin bir bölümünde üretime başladım. Bu arada aldığım siparişler sayesinde işlerimi büyüttüm ve şu anda yaklaşık bin metrekare kapalı alanda üretim yapıyorum. Daha sonra ürettiğim ürünler için ISO 9001-2000, şimdi ise ISO 9001-2008 belgelerini aldım. Aynı zamanda Türk Patent Enstitüsü'nden patentimi aldım.''
-50 kişiye iş veriyor-
1987 yılında çalıştığı firmadan ayrılarak küçük bir atölye kurup seri üretime başladığını vurgulayan Saraç, zamanla ürünlerine talebin artması nedeniyle iş yerini büyüttüğünü ve çalışan sayısını arttırdığını söyledi.
''Şu anda imalathanemde 50 kişiyi istihdam ediyorum'' diyen Saraç, daha sonra ürünlerini ihracatçı firmalar aracılığıyla Yunanistan, Gürcistan, Irak, İran, Almanya ve Gürcistan'a ihraç etmeye başladığını anlattı.
Dünyada birçok ülkeye şu anda numune gönderdiklerini kaydeden Saraç, ''Bir zamanlar işçi olarak çalıştığım kimyasal madde üretimi yapan firmaya ürün satıyorum. Ayrıca birçok büyük tesis benden kimyasal maddelere karşı koruyan giysileri alıyor'' diye konuştu.
İş dünyasına patron olarak girdikten sonra kendisini geliştirmeye de çalıştığını anlatan Saraç, ''40 yaşından sonra araba kullanmayı, 50 yaşından sonra da kendimi tanıtacak kadar İngilizce konuşmayı öğrendim. Katıldığım fuarlarda önemli tecrübeler edindim. Bu tecrübeler sayesinde ufkumun açıldığını hissediyorum. Girişimciliğim sayesinde gitmeyi hayal edemediğim ülkelere gittim. İş tecrübelerim oldu'' şeklinde konuştu.
-Önce reddedildi, sonra davet edildi-
Devletin şu anda girişimcilere çok ciddi destekler sağladığına dikkati çeken Saraç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Benim dönemimde devlet şimdiki gibi destekler verseydi ben şimdi uzaya mekik çıkarırdım. Parası önemli değil verdiği destek çok önemli. Bugün başarılı olan herkese destek veriyorlar. Ben çalıştığım firmadan istifa ettiğim zaman teknik konfeksiyon sanayisi üzerine işletme açacağım, dedim. Kocaeli Sanayi Odası'na gittiğim zaman buraya üye olamayacağımı söylediler ve beni Kocaeli Ticaret Odası'na gönderdiler. Daha sonra işletmemde ilerledikten sonra Kocaeli Sanayi Odası bana mektup göndererek beni zorunlu üye yaptı. Şimdilerde ise Kocaeli Sanayi Odası'nı temsilen yurtdışı gezilerine gidiyoruz. Ülkemizde bu tür gelişmelerin olması bizi sevindiriyor.''
Genç nesillerin devletin verdiği desteklerle ticaret yapmaları gerektiğini dile getiren Saraç, sözlerini şöyle tamamladı:
''Çalıştığım firmada laboratuvarda yaptığım incelemeler nedeniyle ihtarlar aldım, günlüğüm kesildi ancak yılmadım önce icadımı yaptım ardından işimin patronu oldum. Gençler de ticaret yapmaktan zevk almaya başladıkları zaman kendilerini bu davranıştan alıkoyamayacaklardır. Ben eskiden babamın köyüne gidemiyordum, şu anda bir bakıyorum ABD'den davetiye gelmiş, Çin'den davetiye gelmiş... Bunların hepsi yaptığım ticaret ve girişimcilik ruhum sayesinde oldu. Girişimciliğim sayesinde bir çok insana ekmek kapısı olan bir işletmem var. Gençlere de girişimci olmalarını tavsiye ediyorum.''



Share/Save/Bookmark

Herzberg İki Faktör Teorisi

Herzberg İki Faktör Teorisi
Motivasyon alanında ortaya atılan içerik teorilerinden biridir (Herıberg's Motivation-Hygiene Theory veya Two-Factors Theory). Herzberg'in (1959) temel tezine göre, iş yerinde bazı faktörler doyumla, bazı faktörler de duyumsuzlukla ilgilidir. Dolayısıyla ihtiyaçlar iki ayrı çizgi (continuum) üzerinde yer alırlar.

Herzberg bizzat işin kendisine ve kişinin gelişmesine bağlı olan doyum faktörlerini, 'içsel faktörler' ya da 'motivasyon faktörleri' olarak nitelemiştir; başarı, saygınlık, iş, sorumluluklar ve terfiler bu grupta yer alırlar.

Buna karşılık işe karşı olumsuz tutumlarla ilişkili duyumsuzluk faktörlerine, 'dışsal faktörler' ya da 'hijyen faktörleri' adını vermiştir; işletmenin yönetimi ve politikaları, ücret, iş ilişkileri ve iş koşulları, bunlar arasında yer alır.

Kısaca belirtmek gerekirse, bu teoriye göre insanda iki tür ihtiyaç vardır. Hayvanlarla ortak olan birinciler, zor ve acı veren durumlardan kaçınmakla ilgilidir. İkinciler, insana özgüdür ve psikolojik olarak gelişmekle ilgilidir. Hijyen faktörleri, Maslow piramidinin ilk iki basamağına (fizyolojik ve güvenlik) ve Alderfer'in varoluş ve sosyallik ihtiyaçlarına tekabül etmektedir.


Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/felsefe/15863-herzberg-iki-faktor-teorisi.html#ixzz1id6HQpqq

Share/Save/Bookmark
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts with Thumbnails Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...